Petrol kuyularından damlayan cesetler
Silahlardan akan kan
Bombalardan saçılan kemikler
Savaş uçaklarından yağan kafatasları
Borsada gömülen insanlık mezarlığı
Bağışlardan çiseleyen ve akla karanın bir olduğu, nereye (adalara) gittiğini asla göremediğimiz servetlerin kıtlığında
İnsani birlikler ve derneklerin nasıl da birlikmeyişliklerinin ayyuka serildiği,
Karışık köklü insanlığa dayatılan terimleri, sıfatları tartışma programları arenasında
Dokuz köyden kovulanlar kazığa oturtulup, tez kafası uçurulur, kurşuna dizilip, meydanlarda sallandırılırken
Kan dolu biberonların emildiği toprak yağması içinde
Can yığınlarının yapboz tahtasına, abaküse dönüştüğü
Yetisiz zavallı beyinlerin ancak şiddette güç hissedebildikleri vahşetlerinde
Kurşun askerler akıttığı kanlarla böbürlenir, kana susamışların boğazlarına kan revan nehirler akıtırken
Dünya üstünde insan kalmamıştı!
Herkes korku filmi izlercesine, Halloween dekoruyla kuşanmışçasına ekranlara kitlenmiş, ortalık sus ve pustu.
Ya sosyopatlar insan soyunu kurutacaktı!
Ya sevgi doluluk dünyayı aydınlatacaktı!
İnsanlara kimlik yükleyip, o kimlikleri aşağılayıp, insanları aç bırakıp, öldürüp, mülkiyet adında bir şey oluşturup, topraklarına konarken edilen Tanrı lafları arasında; canını kurtarmaya çalışanları prangalar, hapisler, dehlizler ve bombalar bağlar iken,
Ayaklarına kara sular inmiş düşünürleri ise yaslı karalar bağlamış, uçsuz bucaksız denizlere açılmaya çalışırlarken,
Herkesin odaklanması gereken taraf yine saptırılmaya çalışılırken,
Bu terörü kim yaratmıştı?
Bu silahları kim üretip, satmış?
Bu borsadan en büyük payları kim almıştı?
Farkında olduğum şu ki:
Tüm savaşlar dünya savaşıdır.
Tüm öldürülen canlılar sadece canlıdır.
Tüm cana kıymalar cinayettir.
Tüm savaşlar soykırımdır.
Tüm savaşlar katliamdır.
Tüm savaşlar insanlık suçudur.
Ve hepimiz tümüz, birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz.
Politikacılara ve tüm bu savaşlara yol açan, dünyayı cesetlere bulanmış ticari oyun sahnesine dönüştüren bir avuç sosyopata yalvarıp, protesto edip, onlardan hala bir şey istemek yerine onlara barışı emretmelisiniz.
Peki bu güç manyamışlığındakilere nasıl emredersiniz? Güçlerini ellerinden alarak.
GÜÇ DENİLEN HİSSİYATIN YOK EDİŞ DEĞİL YAP EDİŞ OLDUĞUNU ÖĞRETEREK. Yok ettirerek değil, var ettirerek güç sağlatarak.
BARIŞ İÇİN SAVAŞMA!
SAVAŞMA!
SEVİŞ!
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
